Maria Popova (@brainpicker)‘yı tweeterda takip ediyorum. Bu sabahki iki tweeti çok ilgimi çekti.
Şimdi şu resme bir bakın. Size ne çağrıştırıyor? Kimileri yalnızca üst üste dizili lego parçaları görüyor olabilir. Ancak burada minimalist lego becerisiyle yapılmış bir Simpson ailesi var. Karşınızda sırasıyla; Homer, Marge, Bart, Lisa ve Maggie duruyor. (Başka karakterler için tıklayın)
Bazılarımız bunun Simpson ailesi olduğuna ikna olmak için göz kulak burun gibi detaylara ihtiyaç duyar ama bazılarımız duymaz.
Çocukların ilk yaptıkları resimleri düşünelim. Güneş mavi, çatı dikdörtgen, ağaçlar kırmızıdır. Ama okula başladıklarında; bir anda güneş sarı ya da turuncuya döner, çatı üçgen olur, ağaçlar da yeşillenir.
İlla kalıplaşmış görüntüler istiyoruz gözümüzün önünde. Bunun dışında gördüğümüz şeyleri ya değersiz buluyoruz ya da algılayamıyoruz.
Maria Popova’nın bugünkü ikinci tweeti Japon sanatçı Yayoi Kusama‘nın çizimlerini yaptığı Alis Harikalar Diyarında baskısıyla ilgiliydi. Puantiyelerle dolu bir kitap. Bizim John Tenniel çizimleriyle tanıdığımız kitap bizi alıp bambaşka bir dünyaya bırakıyor. İşte kitapla ilgili bir tanıtım videosu:
Yayoi Kusama kimmiş derseniz…
Yayımlamak üzerine çocuk kitabı seçerken, malesef çoğu zaman alışıldık resimli olanlarına talip olmak zorunda kalıyoruz.
Bundan yaklaşık 5 sene önce çok heveslenerek bastığım bir kitap Gianni Rodari’nin Alis Masallarda adlı kitabıdır.
Çizeri Anna Laura Cantone, İtalya’da ve tüm Avrupa’da çizimleriyle ünlü bir illüstratör. Çizimleri farklıdır, aykırıdır ve çok yaratıcıdır. Gianni Rodari’nin bu öyküsü canı sıkıldığı için masal okuyan ve sonra da kitapların dünyasından çok etkilenen Alis adlı bir kızın öyküsüdür. Alis kitapları okudukça masalların içine düşer ve karakterlerle konuşmaya başlar.
Anna Laura Cantone’nin Alis’i koca burunludur, prensesi kocaman ayaklıdır ve çizmeli kedisi ise pembedir. Ayrıca sayfalara serpiştirdiği kuşlardan biri hep pislemektedir.
Fuarlarda ya da kitabevinde bulunduğum anlarda hep tanık oluyorum. Pek çok annenin bu kitaba tepkisi var. Resimlerini beğenmediklerini ya da çocuklarının korkacaklarını söylüyorlar. Biliyorum ki yaş ilerledikçe, büyüdükçe pek çoğumuzun yaratıcılığı azalıyor ve hayal gücü daralıyor.
Yaratıcı olmalarını istediğimiz çocuklarımızı kendimiz sınırlandırıyoruz.
Geçen aylarda Gianni Rodari’nin ‘Yağmurcu Prens’ adlı başka bir kitabını daha bastık. Çizimleri bu kez Nicoletta Costa adlı bir başka İtalyan çizere ait. Ama resimler bizim bildiğimiz, tanıdığımız bir hayal dünyasına ait.
Merak edenler için söyleyeyim…Elbette Türk okurların bu kitaba ilgisi çok daha fazla.